Çin in 36 yıllık kültürel miras yolculuğu.
13. yüzyılda İtalyan kaşif Marco Polo’nun “dünyanın en büyük limanı” olarak tanımladığı Quanzhou şehri geçtiğimiz günlerde "Quanzhou: Çin'in Song ve Yuan Hanedanlarında Dünya Deniz Ticaretinin Merkezi" projesiyle Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi.
Quanzhou projesinde şehir genelinde 22 tarihi alan ve anıt yer alıyor. Şehrin kültürel çeşitliliğini yansıtan parlak tarihin işaretleri olarak korunan alanlar arasında Taoizm'in kurucusu Lao Zi’nin devasa bir heykeli, Kaiyuan Budist Tapınağı ve Çin'in en eski camilerinden biri yer alıyor.
Dünya kültürel mirasları, insan uygarlığının evrimsel tarihinde güçlü bir bağ oluşturur. Bu evrimsel tarih giderek daha görünür bir hat oluşturuyor. Şimdiye kadar Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen miras öğelerinin sayısı bini aştı. Çin 56 dünya mirasıyla İtalya'dan sonra ikinci sırada.
Çin'in Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına İlişkin Sözleşme'ye resmi olarak imza attığı 1985'ten, 1987'de Çin'deki ilk miras grubuna ve ardından ülke bugün miras başvurularını kısmen sürdürmenin ötesinde, sahip olduğu kültür miraslarını koruma çalışmalarında evrensel bilinci ve kuralları tam anlamıyla uyguluyor.
Bu evrensel bilinç sayesinde, Çin Seddi’ni, Yasak Kent’i gezen Çinli bir öğrenci, kendi atalarının özenle inşa ettiği bu eserlerin aynı zamanda insan uygarlığının bir kazanımı olduğu bilinciyle yetişiyor. Dünyayla sarsılmaz bağlar kurmaya başlıyor.
Çin'in miras başvurularının önemli isimlerinden, Beijing’deki Saray Müzesi'nin eski müdürü Shan Jixiang, Çin'in büyük bir kültürel miras ülkesinden güçlü bir kültürel miras ülkesine döndüğüne inanıyor. CMG