Yasak Kent te kafe açıldı
2018-12-13 10:13:28 cri
Çin'in Ming ve Qing Hanedanlarının imparatorluk sarayı Yasak Kent'te kısa süre önce bir kafe hizmete girdi.
Masa sayısı 25'i bulan kafenin iç dekorasyonu, Yasak Kent'teki tarihi eserlerden esinlenilerek tasarlandı. Bu nedenle kafeye gelen çok sayıda turist, kahve içmekten çok hatıra fotoğrafı çektirmeye çalışıyor.
Kafenin mönüsünde yer alan içecek ve yiyecekler arasında turistlerin beğenisini en çok kazanan Yasak Kent'in koleksiyonlarından "Bin Kilometrede Nehirler ve Dağlar" adlı tablonun çizildiği bir pasta. Bu pastayı almak isteyen müşteriler her gün kafe önünde uzun kuyruklar oluşturuyorlar.
Kafenin sorumlusu Bay Li, son günlerdeki gözlemlerine göre, Yasak Kent'e gelen turistlerin büyük bir kısmını gençlerin oluşturduğuna dikkat çekerek, bu nedenle işletmelerinde esas olarak kahve hizmeti sağladıklarını belirtti. Bay Li, buna rağmen, orta ve ileri yaşlı müşterilere de çay hizmeti sunmakta olduklarını sözlerine ekledi.
4. Nepal'da Çin filmleri festivali
3. Pokhara Çin Filmleri Festivali ve Kuşak ve Yol Fotoğraf Sergisi, kısa süre önce Nepal'e bağlı Pokhara kentinde yapıldı.
Nepal Çin Kültür Merkezi tarafından organize edilen festivalde, Kuşak ve Yol inisiyatifini tanıtan kısa filmin yanı sıra, Çin Mahallesinde Cinayet, Kungfu Ustası ve Maymun Kralı'nın Dönüşü adlı Çin filmleri gösterildi.
Küçük kentin büyük tarihi
Linfen, Çin'in tarihinde önemli bir yer tutmasına rağmen çok iyi tanınmıyor. Ancak bugün kentte keşfetmeye değer bir miras sizleri bekliyor.
Dillere destan bir Çinli hükümdar, 4 bin yıl kadar önce Linfen'ı kendi devletinin başkenti yaparak Çin medeniyetinin beşiği haline getirdi. Fakat bugün Shanxi eyaletinde yer alan fark edilmemiş bu küçük kentin tarihi mirasları keşfedilmeyi hak ediyor.
Linfen'ı krallığına başkent yapan efsanevi İmparator Yao (M. Ö. 24'üncü-23'üncü yüzyıllar), kentin sembolü kabul ediliyor, bin yıl önce bu şehrin kendi krallığının sembolü olduğu gibi…
Kente geldiğinizde 1700 yıl önce inşa edilen Yao Tapınağı'nı ziyaret edebilir ve imparatorlar Yao, Shun ve Yu'yu anabilirsiniz. İmparator Yao'nun Çin uygarlığını kurma çabalarını anmak için kente bir de kapı yapıldı.
Linfen, Batı Zhou Hanedanı zamanında Jin Beyliği'ne bağlıydı. Günümüzde o dönemin hikâyesini öğrenmek için gidebileceğiniz ikinci durak ise Jinguo Müzesi. Müzede, Jin Beyliği'nin yöneticileri ve eşlerinin mezarlarından çıkan eşyalar sergileniyor.
Efsaneye göre Zhou İmparatoru Ji Song, çocukken kardeşi Ji Yu ile oynarken ona bir pavlonya yaprağı verdi. Bu yaprak aslında kardeşine bir derebeylik vereceğine dair taahhüdüydü. Daha sonra bir tarih kayıtçısı Song'a sözünü yerine getirip getirmeyeceğini sordu. Song, yalnızca şaka yaptığını söyledi. Ancak bir gün kendisine bir imparatorun verdiği sözü tutması gerektiği söylendi. En sonunda Ji Song, Tang Beyliği'ni Ji Yu'ye verdi. Ji Yu'nün oğlu Ji Xiefu, beyliğin adını değiştirerek Jin koydu. Shanxi'nin kısaltması bugün bile Jin olarak yazılıyor.
Chong'er, Jin Beyliği'nin en bilinen markilerinden biridir. Babasının cariyesi Liji, Chong'er'a komplo kurarak oğlu Shensheng'ın tahta ulaşmasını ve veliaht prens ilan edilmesini sağladı. Ancak oğlunun ölümüne neden oldu. Liji ayrıca Chong'er ve kardeşi Yiwu'yu da sürgüne gönderdi.
Chong'er annesinin memleketi Di Beyliği'nde 12 yıl yaşadı. Bu süre zarfında Jin'i yeniden ele geçirmek için planlar yapmaya koyuldu, çok sayıda eyaleti ziyaret etti. Bazı eyaletlerdeki tımar sahipleri ona saygıda kusur etmezken, bazıları da ona soğuk davrandı, hatta hakaretler yağdırdı. Chong'er bu zorlukların hiçbirinden yılmadı.
19 yıllık sürgünün ardından geri dönen Chong'er, tahtını yeğeninden geri aldı. Bu olaydan sonra Jin Beyliği en parlak dönemine girdi.
Linfen'ın tarih sayfalarından bir başka önemli bölüm ise Hongtong Dahuaishu Ataları Anma Bahçesi. Burası, aldatılma, göçe zorlanma hikâyesinin yaşandığı yer.
Ming Hanedanı'nın (1368-1644) başlarında İmparator Zhu Yuanzhang, halkını Shanxi'den orta kesime taşımaya karar verdi. Yuan Hanedanı'nın sonlarındaki büyük savaşlar üretim gücünü zayıflatmıştı.
Birçok kişi devletin yardımlarına rağmen göç etmek istemedi. Hükümet, bir ilan dağıtarak gitmek istemeyenlerin adlarını bir tapınağın yanındaki salkım ağacına yazmaları gerektiğini duyurdu. Gitmek isteyenlerin böyle bir kayıt yaptırmaları gerekmiyordu.
Fakat gitmek istemediğini belirtenlerin hepsi anında göçe zorlandılar, hatta bazıları kaçmalarından korkulduğu için o ağaca bağlandı.
Ailelerin dört veya daha fazla üyesi göç etmek zorundaydı. Eğer bir ailede altı kişi varsa ikisi taşınmak mecburiyetindeydi. Aile üyelerinin sayısı 8 ise üç kişinin gitmesi gerekiyordu. Erkeklerin çoğu bölgeyi terk ettiler, aileler hayatlarının sonuna kadar birbirlerinden ayrı düştüler.
Salkım ağacı 50 yılda 18 göç hareketine tanıklık etti, böylece olayların sembolü haline geldi. İnsanların büyük bir kısmı bugün bile köklerini bulmak için ağaca gelip bakıyorlar.
Ağacın etrafında göçle ilgili canlandırmaları izlemek de mümkün. Bununla birlikte civardaki Hukou Şelaleleri, Taosi Kalıntıları gibi yerleri de ziyaret edebilirsiniz.
Bu hikâyeler, Linfen'ın köklü tarihinin yalnızca bir parçası. Kenti ziyaret edenler, orada bu hikâyelerden çok daha fazlasını bulacaklar.