info@turkcindostlukvakfi.org.tr

+90 312 446 58 15

Çin Seddi


Dünyanın “7 Harikası”ndan biri olarak adlandırılan Çin Seddi, dünyanın en uzun geçmişe sahip ve en büyük çaplı askeri savunma projesidir. 7 bin kilometreden uzun olan Çin Seddi'nin yapım tarihi, M.Ö 9. yüzyıla uzanır. Zamanın Orta Çin krallıkları, kuzeydeki etnik grupların saldırılarını engellemek için, sınırlarda duman işaretlerinin verildiği kule ve kaleleri birbirlerine setlerle bağladılar. Çin Seddi böylece oluşturuldu. Bu, en eski Çin Seddi'ydi. Çin tarihindeki İlkbahar ve Sonbahar ile Savaşan Devletler dönemlerinde, krallıklar arasında sürekli savaşlar yaşandı. Büyük devletler birbirlerinden korunmak için, sınırlarındaki dağlara setler inşa ettiler.

M.Ö 221 yılında, Qin hanedanının imparatoru Yinzhen, Çin'i birleştirdikten sonra, kuzeyde göçebe yaşam sürdüren ve hayvancılıkla geçinen atlı askerlerin saldırılarını önlemek için, daha önce kralların inşa ettirdikleri setleri birbirine bağladı. O dönemlerde Çin Seddi'nin uzunluğu artık 5 bin kilometreyi aşmıştı.

Qin hanedanından sonraki Han hanedanı, Çin Seddi'ni 10 bin kilometrenin üzerine çıkarttı. Han hanedanından sonraki 2 bin yılı aşkın süre içinde, her dönemin yöneticilerinin Çin Seddi'ni farklı derecelerde inşa ettirmeleriyle Çin Seddi'nin uzunluğu 50 bin kilometreyi aştı. Bu uzunluk, ekvatorun çevresinden bile fazladır.

Şimdi görülen Çin Seddi, Ming hanedanı döneminde (1368-1644) inşa edildi. Çin'in batısındaki Gansu eyaletindeki Jiayu Geçidi'nden, kuzeydoğusundaki Liaoning eyaletindeki Yalu Nehri’nin kıyısına kadar uzanan ve uzunluğu 7300 kilometreden fazla olan Çin Seddi, dokuz eyalet, merkeze doğrudan doğruya bağlı şehirler ve özerk bölgelerden geçer. Bir savunma projesi olarak dağ sırtları boyunca inşa edilen Çin Seddi, çöller, otlaklar ve bataklıkları aşar. İnşasının farklı coğrafi özelliklere göre gerçekleştirilmesi, Çin milletinin atalarının zeka yaratıcılığını gösterir. Dalgalanan dağların sırtları boyunca inşa edilen Çin Seddi'nin dış tarafında uçurum vardır. Eski çağların askeri koşullarında, saldırganların Çin Seddi'nden geçmeleri mümkün değildi.

Çin Seddi'nin duvarlarının çoğunluğu, büyük tuğlalar ve toprak ve küçük taşlarla dolu çuvallardan yapılmıştır. Duvar yüksekliği yaklaşık 10 metre, genişliği 4-5 metre arasındadır. Dört atın yan yana yürüyebildiği bu genişlik, askerlerin hareketlerine, tahıl ve silahların nakliyesine elverişliydi.

Çin Seddi'nde belli aralıklarla kuleler bulunur. Askerler, bu kulelerde dinlenir, silahlar ve tahıl da kulelerde korunurdu. Düşmanlar gelince, kulelerde yakılan ateşten çıkan dumanlarla savaş işareti verilirdi.

Günümüzde, Çin Seddi'nin askeri işlevi kalmamasına rağmen, kendine özgü mimari güzelliği, herkes tarafından hayranlıkla karşılanır. Çok muhteşem ve görkemli olan Çin Seddi, kuş bakışıyla, uçan büyük bir ejderha gibi görünür. Yakından bakıldığında, görkemli kuleleri, dimdik merdivenleri ve dağ sırtında uzanan dalga şeklindeki yüksek duvarlarıyla, büyük sanatsal cazibe sergiler.

Çin Seddi, çok büyük tarihi ve kültürel önem taşır ve yüksek turizm değerine sahiptir. Çin'de şöyle bir söz vardır: "Çin Seddi'ne çıkmayanlar, gerçek adam sayılmaz". Çinli ve yabancı turistler, de Çin Seddi'ne çıkmış olmaktan gurur duyarlar. Çin'i ziyaret eden birçok yabancı ülke lideri, Çin Seddi'ne çıkmıştır. Çin Seddi'nin iyi korunan bölümlerinden Beijing'deki tanınmış Badaling, Simatai ve Mutianyu, Çin Seddi'nin doğu ucundaki "Çin'deki Birinci Geçit" olarak adlandırılan Shanhai Geçidi, batı ucundaki Gansu eyaletindeki Jiayu Geçidi, tanınmış turistik yerler haline gelmiştir. Her yıl binlerce turist buralara gelir.

Çin'in eski çağlarında sayısız insanın zekası ve çalışmalarından doğan Çin Seddi, hâlâ sapasağlam duruyor. Çin Seddi, görkemi ve üstün cazibesiyle, Çin milletinin ruhunun sembolü haline geldi. Çin Seddi 1987 yılında, "Çin'in Sembolü" olarak "Dünya Mirasları Listesi"ne alındı.