Yeni Dünya Araştırmaları Merkezi ile Çin Sosyal Bilimler Akademisi Japon Araştırmaları Enstitüsü heyetleri, Türkiye-Çin Dostluk Vakfı Başkanı Hasan Çapan'ın ev sahipliğinde düzenlenen Asya-Pasifik temalı yuvarlak masa toplantısında bir araya geldi. Toplantıda, Asya-Pasifik bölgesinin güncel sorunları, Japonya’nın artan militarizasyonu ve Çin’in bölgesel stratejileri ele alındı.
İstanbul’da, Çin Sosyal Bilimler Akademisi (CASS) Japon Araştırmaları Enstitüsü Heyeti ile Yeni Dünya Araştırmaları Merkezi (YDAM) Heyeti arasında Asya-Pasifik bölgesinin güncel sorunlarının ve bölgedeki güvenlik dinamiklerinin ele alındığı bir yuvarlak masa toplantısı düzenlendi.
Türkiye-Çin Dostluk Vakfı’nın Başkanı Hasan Çapan'ın ev sahipliğinde ve CGTN Türk’ün medya sponsorluğunda gerçekleşen etkinlikte, ABD’nin bölgedeki politikaları, Japonya’nın militarizasyonu, ABD-Japonya-Güney Kore savunma ortaklığı, “Asya NATO” girişimi, ASEAN’ın rolü ve Çin’in Asya-Pasifik stratejileri değerlendirildi.
Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nden (CASS) toplantıya katılanlar arasında Japonya Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Lyu Yaodong, Japon Araştırmaları Enstitüsü Diplomatik Araştırma Ofisi Müdürü Prof. Dr. Zhang Yong, Doçent Dr. Chen Jingjing ile Yardımcı Doçent Dr. Sun Jiashen yer aldı.

Yuvarlak masa toplantısına, Yeni Dünya Araştırmaları Merkezi’nden birçok önemli akademisyen ve uzman isim katıldı. Katılımcılar arasında; Ankara Başkent Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler Uzmanı ve YDAM Direktörü Prof. Dr. Hasan Ünal, Gazeteci-yazar ve YDAM Koordinatörü Mehmet Ali Güller, İstanbul Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Barış Doster, İstanbul Koç Üniversitesi’nden Uluslararası Siyasal Ekonomi Uzmanı Dr. Altay Atlı, İstanbul Gedik Üniversitesi’nden ASEAN Stratejik Çalışmalar ve Araştırma Merkezi Müdürü Sibel Karabel, İstanbul Sabancı Üniversitesi’nden Emekli Profesör Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Emekli Profesör Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu ile CGTN Türk Genel Yayın Yönetmeni Ulaş Can yer aldı.

Doğu Asya’daki huzursuzluğun sorumlusu ABD ve Müttefikleri
Toplantıda ilk sözü alan Japonya Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Lyu Yaodong, Asya-Pasifik bölgesine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Trump’ın ABD Başkanı olmasından sonra, çok taraflılık karşıtı bir anlayış ortaya çıktı. ‘10+15’ gibi yeni kavramlar gündeme geldi.
ABD, Japonya, Güney Kore ve Filipinler ile dostane ilişkiler kurmuştur. Bu dostluk yalnızca askeri alanla sınırlı kalmamış, siyasi ilişkilerde de kendini göstermiştir. Ancak şu anda Doğu Asya’daki huzursuzluğun temelinde ABD ve müttefiklerinin politikaları yatmaktadır.
Çin olarak barıştan yana bir ülkeyiz. Bu yaklaşımımızı resmi olarak yayımladığımız Beyaz Kitap ile de ortaya koyduk. Diplomasi yoluyla Asya ve Pasifik bölgesinde dostane ilişkiler geliştirmek istiyoruz.
Bugün Doğu Asya’daki ülkelerin ekonomileri giderek daha fazla bütünleşiyor. Ancak Trump döneminde Çin’e karşı başlatılan ticaret savaşları, Japonya ve Güney Kore’yi de etkiledi. Doğu Asya’daki mevcut sorunlara çözüm bulmak amacıyla Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, komşu ülkelerle toplantılar düzenledi. Bu görüşmelerle ilişkileri düzeltmeyi ve sorunları çözmeyi hedefliyoruz.
Çin’e karşı kurulan iş birlikleri konusunda Japonya, Kore ve Filipinler’in zaman zaman asılsız iddialarda bulunduğunu görüyoruz."
Çin'in ekonomik büyümesi Japonya'nın dört katına ulaştı
Japon Araştırmaları Enstitüsü Diplomatik Araştırma Ofisi Müdürü Prof. Dr. Zhang Yong, programın ikinci konuşmacısı olarak Asya bölgesindeki güncel gelişmeleri değerlendirdi ve iki temel meseleye dikkat çekti.
Zhang, Asya’dan söz ederken bunun iki farklı boyutu olduğunu belirtti: birincisi "ekonomik Asya", ikincisi ise "güvenlik Asyası".
Prof. Dr. Zhang, ekonomik alanda bölge ülkelerinin giderek daha fazla bütünleştiğini ifade etti: "Ekonomi konusunda Japonya genellikle ön plana çıkıyor. Ancak Çin’in 1980'lerde dışa açılım sürecini başlatmasıyla birlikte ekonomik büyümesi Japonya’nın dört katına ulaştı" dedi.
Japonya-NATO ilişkileri üç dönemde şekillendi
Japonya Araştırma Enstitüsü, Diplomatik Araştırmalar Ofisi’nden Yardımcı Doçent Dr. Sun Jiashen, konuşmasında Japonya’nın dış politikası ve NATO ile ilişkilerinin gelişimi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
“Türkiye bir NATO ülkesi olduğu gibi, Japonya da Soğuk Savaş sonrası dönemde NATO ile ilişkilerini güçlendirme yoluna gitmiştir. Bugün Japonya’nın dış politikasıyla ilgili konuları bu bağlamda ele almak gerekiyor” ifadelerini kullanan Dr. Sun, Japonya-NATO ilişkilerinin tarihsel gelişimini üç dönem halinde ele aldığını söyledi.
Sun'a göre bu üç dönem şöyle sıralanıyor:
Birinci Dönem (1990–2000)
İkinci Dönem (2000–2010)
Üçüncü Dönem (2010–günümüz)

“Doğu Asya’da güvenlik kaybet-kaybet modeline dönüşüyor”
Japonya Araştırmaları Enstitüsü Diplomatik Araştırmalar Ofisi'nden Doçent Dr. Chen Jingjing, Doğu Asya’daki mevcut güvenlik dinamiklerini değerlendirdiği konuşmasında, bölgenin giderek daha belirgin bir şekilde "kaybet-kaybet" modeliyle şekillendiğini ifade etti.
“Özellikle güvenlik konusunda bu model daha açık biçimde görülüyor. Ticaret savaşları gibi gelişmeler bu süreci tetikliyor” diyen Dr. Chen, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte dünyaya güven vermeyen politikaların yaygınlaştığını savundu.
Çin süper güç olmanın sorumluluğunu taşıyor
Çinli heyetin konuşmasının ardından ilk sözü alan Yeni Dünya Araştırmaları Merkezi katılımcılarından, Yıldız Teknik Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sena Kalaycıoğlu, Çin’in süper güç olarak karşılaştığı zorluklara dikkat çekti.
Yaklaşık iki yıl önce gerçekleştirilen bir heyet toplantısında, Çin’in sadece küresel sorunlara değil, aynı zamanda gelecek kuşaklara ve tüm canlılara karşı sorumlulukları olduğu vurgulandı. Prof. Dr. Kalaycıoğlu, bu yaklaşımın sürdürülebilirlik kavramının süper güçlere entegre edilmesinde bir ilk olduğunu belirtti.
2023 yılının Eylül ayında ortaya konan bu yeni uluslararası ilişkiler anlayışında, küresel yönetişimin önemine işaret edildi. Kalaycıoğlu, heyetin “süper güç olarak küresel köy” kavramını benimsediğini ve bunun yeni bir yaklaşım getirdiğini söyledi.

ABD’nin Çin’e karşı kuşatma girişimi
Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Barış Doster, ABD’nin Asya-Pasifik bölgesindeki stratejisini ve Çin ile olan ilişkilerini değerlendirdi:
Prof. Dr. Doster, ABD’nin kendi içinde ciddi sorunlar yaşadığını ve Çin’in yükselişini engellemede başarısız olduğunu vurguladı. “ABD içinde Çin’e karşı ne yapılacağı konusunda milli bir mutabakat yok. Bu nedenle Japonya’yı askerileştirerek güçlendirme yoluna gidiyorlar” ifadelerini kullandı.
Çin’in ise zaferin kendi lehine işlediğinin farkında olduğunu ifade eden Doster, “ABD ile Çin arasında sıcak bir çatışma beklemiyorum. Her iki taraf da nükleer güç ve ekonomileri birbirine çok bağlı. Gerilimler yaşanabilir ancak bu silahlı çatışmaya dönüşmez. Çatışmalar farklı coğrafyalarda, başka ülkeler ve araçlar üzerinden yaşanacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
ABD, Japonya ile ortak komuta yapısı kurmaya hazırlanıyor
Gazeteci-Yazar ve YDAM Koordinatörü Mehmet Ali Güller, ABD’nin Asya-Pasifik bölgesindeki askeri iş birliklerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu:
Güller, ABD’nin Japonya ile ortak bir komuta yapısı kurmaya hazırlandığını belirtti. Ayrıca ABD, Japonya ve Avustralya’nın ortak füze ve hava savunma sistemi geliştirmek için çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.
Güller, ABD’nin asıl derdinin, liderliğini yaptığı mevcut uluslararası düzeni korumak olduğunu söyledi. Buna karşın Çin’in ise yeni bir uluslararası ilişkiler düzeni kurma çabasında olduğunu vurguladı.
“Çin’in ve ekonomisinin karşı karşıya olduğu en büyük soru şu: Bu değişim savaşsız mümkün mü? Çin, bu dönüşümü savaşa gerek kalmadan nasıl gerçekleştirmeyi planlıyor?” diye sözlerini tamamladı.

İstanbul Gedik Üniversitesi’nden ASEAN Stratejik Çalışmalar ve Araştırma Merkezi Müdürü Sibel Karabel, İstanbul Koç Üniversitesi’nden Uluslararası Siyasal Ekonomi Uzmanı Dr. Altay Atlı, İstanbul Sabancı Üniversitesi’nden Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ile Ankara Başkent Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler Uzmanı ve YDAM Direktörü Prof. Dr. Hasan Ünal da konuşmalarını tamamladı. Ardından ilk oturuma ara verildi.
İkinci oturumda konuşmacılar 5’er dakikalık sunumlarını tamamladı. Ardından katılımcılar yemeğe geçti. Yemeğin bitimiyle toplantı sona erdi.